Beklenmeyen
- Oğuzcan Nallıdere
- 8 Ara 2020
- 1 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 12 Haz 2022
Sanki gittiğini biliyormuş gibi yalnız uyandım yatakta.
Odamın penceresine vuran belli belirsiz ışık bana günün doğuyor olduğunu haber veriyordu.
Kuşların sessizliğini dinledim, garipsedim.
İsteksizce doğruldum, oturdum yatağımın köşesine.
Hiç uyunmamışcasına düzgündü yatak,
Ben de zaten hiç istemezdim sabahları yatağımı toplamak.
Doğruldum, ayağa kalktım,
Sessizdi dünya, karnım ise aç.
Cebim de boş idi, midem huysuzlanıyordu.
Koridorda uyanık olmanın verdiği sersemlikle ilerledim.
Mutfak masasının üzerinde hala var oldukları için acı çeken ekmek parçalarını gözüme kestirdim.
Ne zaman aldığımı hatırlamasam da hala tazeydi ekmekler, garipsedim.
Mutfak penceresindeki karanlık dikkatimi çekti,
Gün doğuyor değil batıyor olmalıydı.
Kuşların sessizliğini de açıklardı bu durum.
Yine zamansızlaşmaya başlamıştım.
Sonra aklıma ansızın bu akşam birilerine sözüm olduğu geldi,
Bir acele kapladı içimi hızla.
Çıplaklıktan korkarcasına giyindim hemen.
Kolumdan bıkmış olan saatime bir baktım.
Bir buçuğu gösteriyordu...
Zaten bir buçuğa sözleşmemiş miydik?
Geç kalmıştım yine her zamanki gibi.
Varma arzusuyla terkettim evi.
Hiç beklemiyor olacaktı ki ev terkedilmeyi,
Çarptı kapısını arkamdan.
Ellerimi ağaç yapraklarının arasında gezdirerek vardım Lale’ye,
Bir buçuk trenini yakalayabilmiştim garip bir şekilde.
“Yine durmuş olmalı zaman.” diye düşündüm kendi kendime.
Beklemiyor olacaktı ki tren beni, ağzını büyük bir şaşkınlıkla açıverdi,
Pek misafirperver olduğu da söylenemezdi.
Fakirliğimle eşlik ettim trenin ağzındaki inançlı kokuya,
Seyahatimin bilinçsiz ağırlığı midemi bulandırıyordu.
Saate baktım, bir buçuktu hala.
“Bu gidişle vaktinde varacağım.” dedim.
“Tam.” dedi biletçi, “Yoksa öğrenci misiniz hala?”
“Yok.” dedim. “Bir gidiş, belki dönüş.”
Saat tam bir buçukta indim trenden.
İçimde hala geç kalma korkusu vardı.
Aceleci adımlarla çıktım istasyondan.
Her ne kadar bıkmış olsa da terk edilmekten istasyon,
Alışmışlığın getirdiği metanetle sessizce ağladı arkamdan.
Sonra birden seni gördüm bir meşe ağacının altında,
İçeri girince soldan ikinci masada,
Saçlarını kestirmiştin, gördüm ama farketmedim.
Birini bekliyor olacaktın, kimi bilmiyordum ama
Ben değildim beklenen.
Başımı önüme eğdim,
Beklendiğim bir yere varma hayaliyle adımlarımı sıklaştırdım.
Comments