top of page

Bir Alışkanlıktan Vazgeçmek

  • Yazarın fotoğrafı: Burcu Karael
    Burcu Karael
  • 30 May 2023
  • 2 dakikada okunur

Sürdürmemeye karar verdim bu alışkanlığı. Önümde dümdüz bir yol vardı, belli bir yol. Çokça üzerinden geçilmiş ve yeri tekrarlarla bellenmiş bu yolun önüne bir set çekilmişti. Dikkatli bakınca görünüyordu aslında, altından da üstünden de atlanır geçilirdi bu setin. Girmeyeyim diye kendime koyduğum bir uyarıydı hepi topu, görmezden gelsem ve yine aynı yoldan yürüsem kimseye bir zararı olmazdı. Kimsenin umurunda da olmazdı; ama kendimi kandırmış, kendi kararımdan caymış olurdum. Bir başkasına verilen sözden veya bir başkasının yargısından daha önemli değil miydi bu? Sessizlik. Barikata bakarak yolun ortasına bağdaş kurup oturdum. Evet, dedim, bu yoldan gitmeyeceğim ama hangi yoldan gideceğim? Başka bir yol yok. Başka seçenekler yol haline dönüşecek kadar belirgin değil, alışık olmadığım zeminlere basmam gerekecek; çamura battığım, ayağımı vurduğum, belki de hiçbir yere varmadan dolanıp durduğum bir sürü ihtimal. Korkuyorum bu kadar bilinmeyenden. Yol oysa ne kadar tanıdık, bilindik. Kendime küçük bir rahatlatma cümlesi kuruyorum, e diyorum daha kötü çıkarsa yol burada. Bir yere kaybolmuyor gibi. Gelir yine buradan yürürüm. Bu güvenlik ağı fikri iyi geliyor gibi. Oyunda bir kayıt noktası gibi işaretliyorum burayı. Bir ip çıkartıp barikata bağlıyorum çantamdan, ormanı keşfe karar verdiğim anda çantam da beliriveriyor hemen. Bir Alman halk masalından aklımdan kalanlar belki de tüm bu analojinin sebebi. İpi arkamdan biraz biraz salarak dalıyorum ormana, sadece bir sonraki adımı düşünerek.


Açılan Yol


“Sadece sonraki adımı düşünerek” ha? Yalancı. İzliyordum onu başından beri. Her dallar yüzünü çizdiğinde, her ayağı kayıp ormanın nemli halıya benzer toprak-bitki karışımı zeminine düştüğünde geri dönmeyi düşündü. Ama her ileri bastığı adımda geri dönmemeye karar verdi. Bir rehber diledi, kendinden başkasının bunu yapamayacağını bilse de. Emin olmayı istedi gittiği rotanın doğruluğundan veya yanlışlığından, sadece göreceli olduğunu bilmesine rağmen. Salak gibi hissetti, daha dolaysız bir yol varken spiraller çizip duruyordu sanki ve yukardan bakan birini eğlendiriyordu. Eğlenmek denir miydi, bilmiyorum ama ilgi ile izliyordum onu. Yüzü çizilmesin istedi, ayakkabısı çamur olmasın, dizleri kanamasın düştükçe. Yıpranmamak istedi yani, en iyi haliyle kalmak ve karşısına çıkacak birine rezil olmamak. Yorgun hisseti, acı hissetti, ama yüzünde rüzgarı ayağının altında toprağı terleyen bedeninin sıcaklığını hissetti. Canlı hissetti. Artık üzerinde ot bile bitmeyen o sert toprak yoldan yürüse hissetmeyeceğine emin olduğu bir şey hissetti. Karşısına çıktığımda gözleri parlıyordu. Kirlenmiş yüzünden ötürü belki, ama en çok içine iyiden iyiye yayılmış canlılıktandı bence. Utanmadı, merakla doğrudan gözlerimin içine baktı, nasıl göründüğü umurunda değildi artık endişelerinin bir kısmını da çantasındaki ip gibi çöze çöze bırakmıştı arkasında.

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
Falcı

O an yolumu yolumu kesip el falıma bakmak isteyen falcının hocasından öğrendiği ilk kuralı çoktan unuttuğunu fark ediyorum. Artık...

 
 
 
Misafir

Halbuki sadece rüya görmek değil hayal etmek de uykuya dalabilenlerin hakkıdır.

 
 
 

Comments


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page