
Uyku sersemliğine aceleciliği de eklenince neredeyse anahtarlarını unutuyordu evden çıkarken. Düzgün giyinmiş sayılırdı. Saçları her zamanki gibi dağınık, dünyası her zamanki gibi bulanıktı. Kafasında gezen tilkilerin bile aklı pek bir karışıktı.
Tilkilerini sayarken bağcığına bastı, neredeyse düşüyordu. Durdu, bağcıklarını aşağı yukarı bağladı. Zaten hiç bir denizci olamamıştı. Sahi bu adam güne ne yapmıştı da bu kadar yanmıştı?
Neredeyse kaçırıyordu otobüsünü, otobüsünü değil de belki de zamanı kaçırıyordu. Her şeyi hep nefes nefese yakalardı zaten. Yolculuğunun pek uzun sürmeyeceği her halinden belliydi.
Otobüsteki son koltuğa oturdu, neredeyse uykusuz kalıyordu yine. Geçen durakları sayarken kapandı gözleri. Zaten en son ne zaman tamamen açılmışlardı ki?
Neredeyse durağını kaçırıyordu, ancak indi hayellerinin merdivenlerinden. Tam kapanmıştı ki ardından bir başka arka kapı, bir çift göz ön kapıdan içeriye kaçtı.
Dona kaldı, neredeyse geri binecekti otobüse ama otobüs de kaçtı, hiç durmadı. Neredeyse tam yerine bakmıştı gözleri, anahtarlarını neredeyse unutmasa evden çıkarken, düşeyazmasa yolda, durmasa bağcıklarını bağlamak için, neredeyse inmese durağında, neredeyse bulacaklardı birbirlerini!
Comentarios