top of page

Olasılık Ağacı

  • Yazarın fotoğrafı: Burcu Karael
    Burcu Karael
  • 1 Şub 2021
  • 2 dakikada okunur


Boş bir sayfa biraz korku vericidir. Tüm ihtimalleri barındırır. Gökyüzüne ve tüm yönlere olabildiğine uzanmış bir olasılıklar ağacının başında bir baltayla beklemek gibidir boş sayfaya bakmak. Üretici değil, yıkıcı bir süreçtir. Tüm olasılıklara bakmak ve bunların biri hariç diğer tümünü sonlandırmak demektir. Bu sayfaya dünyanın en güzel şiiri (böyle bir şey varsa tabii) yazılabilir veya ertesi gün anlamı ve gereği kalmayacak bir alışveriş listesi karalanabilir. (Alışveriş listesinin dünyanın en güzel şiiri olma ihtimalini konuya devam edebilmek için ihmal ediyorum izninizle.)

Ağacın en alttaki dallarından birine tırmandı, ilk sözcükler döküldü beyaz sayfaya. Cümleleri arka arkaya geldi, bir ahenkleri olsa da şiir denebilecek nitelikte değil. İşte, yanındaki dalı kesivermiş. Önce çatırdadı sonra da tok bir sesle yere düştü yazdıklarının şiir olma ihtimali. O devasa mağrur ağacın artık neredeyse yarısı yok. Yine de çok büyük ve görkemli. Cümleler çoğaldıkça çoğalıyor. Artık bunlara bir aforizma diyemeyiz, böylece daha küçük ve zarif bir dal daha kesmiş oldu. Her kararıyla her kelimesiyle yok ettiği ihtimallerin fazlalığını kestiği dallara baktıkça görüyordu. Yukarıda artık daha az dal var, aşağıda ise ağacı orada burada birkaç yeşillikten ibaret kalmış. Bir şeyler yazmak, bir şeyler üretmek istemişti oysa. Neden sadece bir yıkım gerçekleştiriyor gibi hissediyor? Belki de böyle bırakıp aşağı inmek en iyisi. Tam inmeye yeltenirken onu ummadığı bir şey rahatsız ediyor: uyumsuzluk hissi. Yarım kalmışlık duygusuna şaşırmazdı, hatta beklerdi ama karşılaştığı his uyumsuzluk oldu işte. Ağacın alt kısmında budayarak geldiği seyrek dallar ile üstünde devam eden yoğun yeşillik haresi arasındaki tezat canını sıktı. “Ucu açık kalsın istemiştim” diye mırıldandı kendi kendine huysuz bir çocuk gibi. Buraya kadar getirip ucunu açık bırakmak içine sinmedi. Devam etti. Nihayetinde ağacın en üstteki çemberine çıkıp, üstünde bastığı hariç dalları kesti ve durdu. Kendi cılız, çarpık, elektrik direğinden hallice ağacı çevresinde bir sürü devasa ve her yöne uzanan görkemli ağaçlar görme beklentisiyle etrafa baktı. Önünde uzanan manzara ise umduğundan çok farklıydı; bir orman, yo hayır bir orman olmak için fazla düzenli… Sanki bonsai ağaçları sergisi gibi, tek farkı bunlar minyatür değiller. Buraya tırmanana kadar dallarını kesip durduğu o olasılıklar ağacını aradı etrafında. Yoktu. Ama gördüğü tüm ağaçlar onun bir kısmıydı, onun varlığına işaret eder dursalar bile hiçbiri o değildi. Olasılıklar değil, sadece olanlar görünüyordu göz alabildiğine. Hafif bir rüzgar tüm ağaçların yapraklarını yalayarak gelip yüzüne vurdu. Rüzgarda bir mat renkli altlarını, bir parlak üstlerini gösterip kırpışan yapraklar onu takdirle alkışlıyorlar gibi geldi. Gülümsedi.

12.10.2020

Rev:29.01.2021

İlgili Yazılar

Hepsini Gör
Falcı

O an yolumu yolumu kesip el falıma bakmak isteyen falcının hocasından öğrendiği ilk kuralı çoktan unuttuğunu fark ediyorum. Artık...

 
 
 
Misafir

Halbuki sadece rüya görmek değil hayal etmek de uykuya dalabilenlerin hakkıdır.

 
 
 

תגובות


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page