top of page

Pieces of a Woman - Bir Kadının Parçaları

  • Yazarın fotoğrafı: Sencer Kan
    Sencer Kan
  • 26 Oca 2021
  • 4 dakikada okunur


2020 | 2s 6dk | Kanada | Drama

Yönetmen: Kornél Mundruczó

Senaryo: Kata Wéber


Yazınında filmin içeriğine dair sürprizbozan detaylar bulunmakta olabilir. (Spoilers Ahead)



Beklediğiniz bir filmin alt yazısı yayınlandı...

Posta kutumda dikkatimi çeken ilk şey bu oldu.

Puanı berbat, (şimdilerde oldukça toparlamış görünüyor, 5.4 de neydi yahu) hiçbir yorum yok. Ama izle demişim kendime, not aldıysam vardır bir sebebi hemen geçtim başına.

Hamile değilim, kadın değilim, bir erkek olarak çocuk sahibi olmayı bile hiç düşünmüyorum (Türkiye'de)

Yani bu filmin benimle ne alakası var?

Geçenlerde sevemediğim bir İran Filminde, peşinde olduğum şeyin 'duygu aktarımı' olduğunu söylemiştim, ayağınızı çekin... Tam olarak bu.

Hem de bir Amerikan filminde... Ve hem de Netflix’te. Duygu aktarılmakla kalmadı, duygu... film... beni esir aldı.


Aksiyon soslu, Hollywood aromalı yapımlardansa ne iyi olur sadece buna yönelse Netflix. Roma ile bu kulvarda iyi işler sunabileceğini göstermişti.

Her ne kadar film direkt Netflix için yapılmamış, hakları satın alınmış olsa da Pieces of a Woman'la yine de çok hoş bir ivme yakalamış görünüyor. Canı gönülden devamını diliyorum.

Elbette Vanessa Kirby'nin 77. Venedik film Festivali’nden en iyi kadın oyuncu ödülü ile dönmesinin bir sebebi var ama film sadece Kirby'den ibaret değil.

Berbat bir havada yapımı devam eden bir köprü sahnesi ile açılıyor...

Bilinçaltlarından otomatik sorular dökülüyor hemen... O iki yaka bir araya gelebilecek mi? Nasıl? Ne zaman?


Mundruczo, kurgu gemisinin halatını tam da buraya öyle sıkı bağlamış ki değil çözmek... gevşetmek bile mümkün değil. Dâhiyane bulduğum ilk detay bu. Çat diye açılan film, bu anlamda bir gariplik olduğunu düşündürtse, ismini; açılışını göreceğimiz sekans 30. Dakikaya tekabül etse de bence her şey yolunda ve bu ikinci dâhiyane fikir kanımca...


Tüm süreci yaşamak, tüm hisleri hatırlamak isteyen, evde doğum kararı alan bir annenin doğum sancılarının başladığı andan, doğuma kadar yaşadıklarını, tüm gerçekliği, acıları, inlemeleri, ıkınmaları, yırtılan plasentadan akan suya varıncaya kadar her şeyiyle, tüm gerçekliği ile izliyoruz açılıştan önce. İnanın o sahnede ben de çoraplarımı ve paçalarımı kontrol ettim, plasentam sağlam mı? Suyum geldi mi diye... Bende sıkıntı yok, darısı başınıza. Bir erkek olarak ekrana çivilendiğim, hiç yaşayamayacağım bu 30 dakika, kadınlarımıza, hele benzer durumdakilere oy neler yapmaz... Kısaca aman dikkat...

Kast ettiğim açık seçiklik değil. Gerçeklik ve bunun sunumu. Film her bünyeye uygun değil. ( Bebek bekleyen çiftlerin, film listelerinde sonraki döneme saklamak isteyecekleri bir film de olabilir, belirtmekte fayda var) Vanesa Kirby öyle bir oyunculuk sunuyor ki kendimi erkekle; Sean'la değil de Martha ile özdeşleştirdim. Bebeği kucağımda, pardon Martha'nın kucağında görüp rahatlamamla bir şeylerin yolunda olmadığını anlamam arasında maalesef kısacık bir zaman var.


30 dakikalık bu çarpıcı girişten sonra filmin adını görüntülüyoruz ve anlıyoruz ki film daha yeni başlıyor. Bence üçüncü dâhiyane fikir de buydu. Üzgünüm buradan sonrasını izlemeyenler için filmin tadını kaçırmadan aktarmam mümkün değil. Bu nedenle belki sizinle filmi izledikten sonra yine buluşuruz hı olmaz mı?

Film boyunca adına rahatlama diyebileceğimiz duygu durumuna ulaşmamız oldukça uzun zamanımızı alacak. Neredeyse filmin son çeyreğine kadar...

Çünkü annenin yaşadığı tek travma; bu başarısız doğumla sınırlı değil hatta travmaların kimliği anneyle de sınırlı değil. Neyse ki son derece akıcı bir kurgu ile içler bayılmadan, gözler kırpılmadan izleyebildiğimiz, tek çekim sahneler, gizli kesmelere başvurulan plan sekanslarla ustalıklı bir film çıkarmış Mundruczo ve 2021'in ilk muhteşem filmini bizlere ulaştırmış.

Sencer duygu aktarımı deyip duruyor da peki duygu en çok neyle, nereyle aktarılır?



En çok jest, mimik, poz... Nerede vardır? Yüzümüzde evet. Ne çok odaklanılmış. Öylesine bir odaklanma ki yüzün hemen altında, boyunda şişen aort damarını takip edebiliyorsunuz, o şişmenin nedeni olan kan basıncındaki artışın sesini duyarak hem de.

İyi niyetli, ancak talihsiz ebe, bebeğin kalp atışlarını dinlediği ilk dakikalarda bunun için cep tipi bir ultrason ve stetoskoba ihtiyaç duymuştu ancak finale yakın sahnelerde buna ihtiyaç bırakmayan Mundruczo, bu kez de kendi aortumu kontrol ettirdi bana.

Bir film boyunca hiç bu kadar sağlık kontrolünden geçtiğimi hatırlamıyorum.


Hazır kafalar biraz dağılmışken filmdeki bir gariplikten de bahsetmek istiyorum. Hatırlayacaklarımız olacaktır, Boğaziçi Köprüsü ilk açıldığı sırada yaya geçişine izin verilmiş ancak meydana gelen rezonans tehlike yarattığı için yaya geçişleri hemen sonra yasaklanmıştı. Filmde bu detay, Boğaziçi Köprüsü'nün resmedildiği bir Ortaköy tablosu eşliğinde veriliyor ama nedense bunu Amerika'nın en büyük 3. Köprüsü Tacoma köprüsü olarak duymak garip geldi bana. 7 Ocak 2021'de Türkiye'de de gösterime giren bir film için ilginç bir detay olacak ve çok konuşulacak gibi geliyor. Belki de fingirdek kuzenin kendi satın alıp sergilediği tablosunda resmedilenin neresi olduğunu bilmemesi; bilinçsizliği ve yorumu yapan kişinin de İşkembe-i Kübra’dan sallamasının da vardır bir nedeni.

Her neyse en azından bu anlamda ulaşılması kolay bir film olduğunu söyleyebilirim, fazla takla atmaya gerek yok ( : Selamlar Alev... Binnaz : )

Amerikan sinemasında izlemeye alışkın olmadığımız tüm bu duygu aktarımları, yüze odaklanan kameralar yeterince kafa karıştırıcıyken, oh şükür tanıdık mahkeme sekansları geliyor da rahatlıyoruz. Amerikan Sineması'ndayız hâlâ.

Lütfen herkes ayağa kalksın, şimdi oturabilirsiniz.

Oturdunuzsa yaşanan bir acının, bir travmanın tek bedelinin "tazminat" olamayacağından konuşmanın bence vakti geldi.

Her şeyi; travmaları, eşleri, eşyaları, adaleti "satın alabilen" zengin ve otoriter anneanne, fingirdek kuzen, vasıfsız, iktidarsız, sadakatsiz, satılmış "baba"; partner size çok şey söyleyecek.

Sean'ın iktidarsızlığı yalnızca ereksiyonla sınırlı değil. Zaten iktidar da yalnızca ereksiyonla özetlenebilen bir kavram hiç değil. Böyle bir travma sonrasında anneyi aldatmasını geçtim, cebinde çekle arkasına dönüp bakmadan gitmesine gidebilmesine söyleyecek söz bulamıyorum. Kurtuldun Martha'cım gözün aydın. Çok sevdiğin elma tohumları çimlendi, acın hafifledi, sertçe bıraktığın annenin elini yeniden tutabildin ve elma ağacından inen tatlı kızınla birlikte yemek yiyebiliyorsun.

Güzel bir havada köprünün tamamlandığını görmek ve filmin tamamı unutulmazdı.

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


  • Facebook
  • Spotify
  • Instagram

 © camduvar kültür sanat 2021

bottom of page