Siyah Kuğu
- Atalay Nallıdere
- 13 Kas 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 28 Kas 2023
Günün başında yağmur çiseler, meraklı gözler ise en usul yağmuru bile fırtınaya çevirir. Göz değmiş birileri geldikleri yoldan dönerken her yer çamur olur, izler birbirine karışır ve gecenin karanlığında kaybolurlar. Böyle olunca dizlerinin üstüne çöküp kalırlar, yöreliler. Bu çaresiz davranışları geldikleri yolu birbirine katan kem gözlere hissettikleri kızgınlıkla açıklanabilir. Bu pozisyonda ellerinden hiçbir şey gelmeyeceğini bilerek fırtınanın geçip gitmesini beklerler.
Dizlerinin üstünde, kulakları fırtınanın çapkınlığına kapılır. Çoğu zaman uğradıkları hayal kırıklıkları ile çevrelerindeki nüansları kaçırırlar. Hemen yanlarında içlerinden birinin kuğuya benzettiği bir hayvan gece boyu çamur ile boğuşur, bulutların arasından zaman zaman sızan ışıkta siyah tüyleri parıldar. Bir fark ederlerse artık hayatlarının geri kalanında siyah bir kuğuya denk gelmiş olmanın olağandışılığı boğuşurlar. Hayat, hakkı olan insanların bu nüanslara anlam atfetmesinden ibarettir.
Geldikleri yoldan sakince ve tatlıca dönenlere hadsiz bir şekilde üşüşen gözler fırtına çağırır. Yolcular sırılsıklam olur, gece boyunca başlarından geçenlerin bir hayal olup olmadığını ayırt etmeye çalışırlar. Biri siyah kuğulara denk geldiğinde ve fırtınadan sağ salim kurtulup köyüne döndüğünde, haddine olmayanlara susmak düşer. Bırakırsınız, kurtulanlar siyah kuğuların varlığını hazmederler. Bu belki saatler, belki yüzyıllar sürer. Susmasını bilmeyen ağızlar fırtınadan sonra sel çağırır. Halbuki susmasını bilene gittikleri yoldan dönebilenleri izlemek ne eşsiz ve ne özgün bir zevk verir. Alçakgönüllü olmasını bilmeyenler ise zamansız ve mekansız kalır, iki gün sonrasında isimlerini de kaybederler. Bir nüanstan fazlası olamadıktan sonra isminiz bir yerden sonra zindan olur, bakışlarınız yol üstünde bir diken.
Fırtınalı gecelerde, kafasını dizlerinin arasından çıkarıp gözlerini açabilenler için siyah bir kuğuya denk gelmek bu yöre de normaldir. Siyah kuğuya bir hayal içerisinde denk gelip uyanınca onu unutmak da normaldir. Gök gürültülerinde bir sığınak altında uyuyamamak da normaldir. Yerini rahat bulamayıp hiç hayal görememek de normaldir. Ona denk gelenler ne rastgeledir, ne özeldir, ne de nicelik olarak yeterlidir. Kimse onu daha beyaz kuğularla karşılaştıramamıştır, ne de istatistik böyle bir şeydir.
Commentaires