Karakterlerin yolculuk içerisinde bir hedefleri olur ve onlara ulaşmak için heveslidirler. Bu, hikaye anlatılacağı zaman hikayeyi ve karakterleri kurgulanmanın en basit yöntemlerinden birisidir.
Hayatta isteklerini anlayabildiğiniz her insan sizin için potansiyel birer kukladır. Bu insanlar için oyunlar yazabilirsiniz. Ölüm şövalyeyi köşeye kıstırdığında ve isteklerini gördüğünde, onunla oynamayı kabul eder. Böylece ölüm şövalyeyi son anına kadar sömürür. Herkes ölümü kabullenirken şövalye bu aşağılanmayı kaldıramadığı için göz yaşları içerisindedir. Hevesleri uğruna seferde hiç ettiği on yılın ardından kalan tek hevesini de ölüm onunla oynamak için kullanmaya başlar.
Bu film sizi uykusuzluğa sürükleyebileceği gibi, heveslerin nasıl sömürüldüğünü anlamanızı sağlayabilir. İnsan hevesini kaybettiğinde ise yokoluşunun kesinliğinden kaçamaz. Çoğu insan heveslenmeye tutkuludur böylelikle. Yokoluşu insanlara unutturmak ve onları sömürmek için insanlar heveslendirilir. Her vaat edilen cennete birileri körü körüne inanır. Bazıları ise cennetin varlığını önceden bilmek isterler. Bilmek isteyenler, bir şekilde istekleri dahilinde sömürülür. İnsanları sömürmek için son zamanların en popüler metodu, her ne kadar başlı başına farklı bir konu olsa da, "öz motivasyon" denilen saçmalıktır.
İnsan kendiliğinden sevmeye ne kadar motive ise, sevgisi o kadar arka plana atılır. Öldürmeye ne kadar hevesliyse, eline o kadar az silah verilir. Bu yüzden başkasının öldürdüğü herkes gereksiz miktarda acı çeker. Düşünmeye ne kadar meyilli ise, zihni o kadar yağmalanır. Çalışmaya hevesliyse, karşılığı verilmez. Hevesler içerisinde, insanlar yalancı umutlar ile karşılıksız ilişkilere sürüklenir.
Yaşamaya dünden istekli, hevesli ve hazır olunduğunda, kimse ellerinden tutmaz. İnsan kurtulmaya ne kadar istekli ise, ölmek o kadar az aklına gelir. Ölmeye ne kadar istekli ise karşısında o kadar az düşman bulur.
İnsan inanmaya ne kadar istekli ise o kadar az bilgi sunulur. Ve eğer öğrenmek istiyorsa, öğretmen bulunmaz.
İnsan hayata hevessiz başlamalı. Hevesli olmak değil, isteksiz olmak öğütlenmeli. Her şey yerilmeli ve hiçbir şey özendirilmemeli.
Herkes diğerlerinden daha deneyimli olduğu yerlerde hevesli insanları sömürür. İnsanları yönetmekte sizden daha deneyimli iseler, yerine getirmedikleri her söz için akıllarından yüzlerce bahane geçiyor. Esnaf yıllardır, binlerce müşteri ile muhattap olmuş. istediğiniz kurabiyeler çayınızı bitirene kadar gelmiyor ki yanında ikinci çayı söyleyin. Sevmeyi, sevilmeyi sizden daha iyi bilen insanlar duygularınızı sömürürler. Herkesin biriktirdiği ucuz ama etkin numaralar. Ölümün de biriktirdiği binlerce numara var. Yaşamaya ve bilmeye istediğiniz kadar hevesli olun. İstediğiniz kadar onu oyalamaya ve kandırmaya çalışın, hevesli olduğunuz sürece ölümden kaçamazsınız.
Hevesli olduğumuz zaman, hayatımız boyunca hem ölümden hem de düşüncelerimizden kaçmak gibi bir uğraşa saplanıyoruz.
Yoldaşlığa sığınıyoruz.Yalnızlık ve güvensizlik içerisinde ise uykusuzluğa. Yoldaşlık insanın gösterdiği emeklerin bir karşılığı. Yolun yarısında geri dönmek, yoldaşını yalnız bırakmak kansızlık. Yolun ortasında, kuytu bir köşede yoldaşını sırtından bıçaklamak ise itlik. Bunların her biri çeşitli hevesler uğruna. Ölümden kaçmak için ölümün yoldaşlığına sığınmak son derecede bir ironi. Ölümün sömürüsü bu yüzden acımasız ve aşağılayıcı. Ölüm de tanrıyı tanımadığını kabul ettiğinde ve varlığı hakkında umursamaz bir tavır takındığında şövalyenin hissettiği acı bu yüzden tarif edilemez. Ölüm bilmek için isteksizdir, öldürmek içinde hevessizdir. Ama sorumlulukları vardır.
İsteksiz olanlar için hayatta her şey başlarına gelen bir olaylar zincirinden ibaret. Hayat üstlenilen bir takım sorumluluktan ve rolden başka bir şey değil. Hevessizler hiçbir olay için heyecanlanmıyor. İçinde bulundukları durumdan nefret ediyorlar ama değiştirmek için çabalamaya lüzum görmüyorlar. Bu durumdaki en büyük buhran ise isteksiz bir yoldaşlığın imkansızlığı.
Comments